Ankara Türküleri - Kazım'ın Ağıdı

Bu sayfada Ankara yöresine ait Kazım'ın Ağıdı türküsünün sözleri bulunmaktadır.

Türkü Sözü

Mezar arasında harman olur mu
Kama yarasına derman olur mu
Kamayı vuranda iman olur mu

Aslanım Kazım'ım yerde yatıyor
Kaytan bıyıkları kana batıyor
(Seni vuran zalım Çerkez damda yatıyor)

Mezar arasından atlayamadım
Cephanem döküldü toplayamadım
Bir tek düşmanımı haklayamadım

Aslanım Kazım'ım yerde yatıyor
Kaytan bıyıkları kana batıyor
(Seni vuran zalım Çerkez damda yatıyor)

Mezar arasında kanlı hesaplar
Adam ahbabına kama mı saplar
Cenazem gidiyor gelin ahbaplar

Aslanım Kazım'ım yerde yatıyor
Kaytan bıyıkları kana batıyor
(Seni vuran zalım Çerkez damda yatıyor)

Merdivenden indim yan basa basa
Ciğerim kurudu kan kusa kusa
Beni vuran zalım ahbabım (Konyalı) Musa

Aslanım Kazım'ım yerde yatıyor
Kaytan bıyıkları kana batıyor
(Seni vuran zalım Çerkez damda yatıyor)

Türkünün Hikayesi

(Devamını Göster) Kasap Kazım genç bir Kayserili, uzun boylu, gür kaytan bıyıklı, esmer tuncu andırır yüzlü bir delikanlı. Oturduğu mahalleden bir tüccarın kızı ona aşık olmuştu. Kız ikide bir kasap Kazım'a haber gönderir, "ya beni babamdan istersin yahut kaçırırsın" diye. Kasap Kazım ağır başlı bir delikanlı olduğu için aldırış ettiği yok. Bir gün düğürcü gönderdi, kızı babasından istedi. Razı oldular ve nişan yapıldı. Aradan birkaç gün geçmişti. Kazım'ın arkadaşlarından Hoyrat Ahmet, onun nişanlandığını duyunca müthiş surette kızdı, içerledi. Hoyrat Ahmet daha evvel Kazım'ın nişanlısını istemiş de vermemişlerdi. Hoyrat Ahmet hırsını yenemedi. Bir sabah kasap Kazım'ın yolu üzerinde pusu kurdu, beklemeye başladı. Yolun bir kenarı mezarlık, öteki tarafı ağaçlık, Kazım dükkanına gidiyordu. Sabah güneşi yüzünde sert gölgeler bırakmıştı, ceketinin yeni rüzgarda uçmakta. Birdenbire mezarlığın kenarında eli kamalı bir adamın üzerine koştuğunu gördü. Gözleri bulut bulut. Kaçmadı. Hoyrat Ahmet'in gelince vurduğu iki hançer darbesi ile yere yıkıldı. Dağ gibi delikanlı yerde uzanmış yatıyor. Göğsünden, ağzından boşanıyor kanlar. Kırmızı renkli gölcükler peyda olmuştu. Kaytan gibi bıyıkları kızıl kanlar içinde. Yüzünün tunç rengi, ölü toprak rengini andırıyordu. Genç yaşta bir alçağın darbesiyle can vermek ne fena şey. Kazım, henüz ölmemişti ama, ya kaybettiği kan? Akrabaları onu doktora götürdüler. Doktor: "Böyle derin hançer yarasına derman olur mu?" diye düşünüyordu. Birkaç dakika sonra Kazım, bir yiğit delikanlı, ruhunu Allah'a teslim etmişti. Arkasından ağlayanlar çoktu. Ama en çok ağlayan nişanlısı. Genç kız acıları dile getirmiş nişanlısının ağzından bir ağıt söylemişti. Kaynak: Nail Tan, Salih Turhan – Ankara Halk Müziği, Ankara 1998

Sayfa Bilgisi

Kaynak Kişi:
Çekiç Ali
Sayfa Gösterimi:
4817
Oylama:
3.9 (7 kişi oyladı)
Oy Ver:

Yorum Yaz

Adınız:
E-Mail:
Mesajınız:
Doğrulama:
Güvenlik Kodu
 

Ankara Türküleri

Daha Fazla Türkü Sözü

Türküye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Yöreye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...

© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.