Bu sayfada Kırşehir yöresine ait Adana'da Biter Taze Arpalar türküsünün sözleri bulunmaktadır.
Adana'da biter taze arpalar
Yollarda jandarma bizi hırpalar
Ekmek diye ağlar küçük körpeler
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
Ağlayı ağlayı aşar yatırdım
Gaz kalmadı karanlıkta oturdum
Ölüm kefenini borca getirdim
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
Zenginler de edasında süsünde
Fukara karardı keven isinde
Gelinler kocasız gurbet yasında
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
Aç on köy dolaştım evime vardım
Bir gözer samanı yirmiye aldım
Yavrular ağlaşır arada kaldım
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
(Devamını Göster) Türkmenler (Oğuz), Adana yöresine Çukurova derler. Burası oldukça verimli topraklara sahiptir. Anadolu insanına önemli yararlar sağlar. 1800'ler, Orta Anadolu'nun en ağır kıtlık günlerini yaşadığı yüzyıldır. Aşağıdaki dörtlük o günlerin ve daha sonraki yılların ağır koşullarını ve halkın çektiği ıztırabı dile getirir:
Adana'da biter taze arpalar
Yollarda jandarma bizi hırpalar
Ekmek diye ağlar küçük körpeler
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
Ağlayı ağlayı aşar yatırdım
Gaz kalmadı karanlıkta oturdum
Ölüm kefenini borca getirdim
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
Zenginler de edasında süsünde
Fukara karardı keven isinde
Gelinler kocasız gurbet yasında
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
Aç on köy dolaştım evime vardım
Bir gözer samanı yirmiye aldım
Yavrular ağlaşır arada kaldım
Aman Allah rızkımızı kesme ver
Aman Ağam gurbet elde durma gel
1835 yılındaki kıtlıkta, halktan toplu kırımlar olmuş, çocuklar ölmüş, sağ kalanlar ise başka yörelere göç etmek zorunda kalmıştır. Kaynaklarda bu kıtlığa ait bir vesikaya ulaşamadık. O günleri yaşayan Âşık Hüseyin, bu kıtlığa söylediği destanında olayın vehametini bize aktarır.
Elli dört senesi bahar ayları
Hep kurudu dereleri çayları
Açlık sardı şehirleri köyleri
Aman Allah ne olacak halimiz
(...)
Çaresiz şu millet tiken ot yiyor
Aç kaldı sabiler tek tek ölüyor
Kimisi göçünü aldı gidiyor
Aman Allah ne olacak halimiz
1835-1871-74 kıtlığında Orta Anadolu ve Kırşehir halkı çok darlık çekmiştir. Bir çok aile göç etmiş, bazı insanlarda çoluk çocuğunu beslemek için özellikle Çukurova (Adana)'ya çalışmaya gitmiştir. Aşağıdaki türkü o günleri anlatır.
Bülbül ne yatarsın Çukurova'da
Eşin seni arar bulmaz yuvada
Kendim gurbet elde gönlüm sılada
Ötme garip bülbül gönlüm şen değil
Bülbül ne yatarsın bahar yaz geldi
Hayalime oğul geldi kız geldi
Sılada sevdiğim benden vazgeldi
Ötme garip bülbül gönlüm şen değil
Bülbül ne yatarsın bahar erişti
Hep bülbüller gonca güle kavuştu
Sılada sevdiğim aklıma düştü
Ötme garip bülbül gönlüm şen değil
Bülbülün vatanı bahçeler bağlar
Garibin yatağı kahveler hanlar
Gurbet elde ölsem bana kim ağlar
Ötme garip bülbül gönlüm şen değil
Bülbül hiç durmayıp figan edersin
Ben garibin ciğerciğin delersin
Gurbet elde kalışıma ne dersin
Ötme garip bülbül gönlüm şen değil
Gurbet elde deli gönül coşuyor
Ciğerlerim kebap oldu pişiyor
Şu hanlarda zaif beden üşüyor
Ötme garip bülbül gönlüm şen değil
Bülbül ne yatarsın ilk bahar vakti
Yıkıldı gönlümün sarayı tahtı
Yoklukta karardı garibin bahtı
Ötme garip bülbül gönlüm şen değil
Kıtlıkta çalışmaya gidenlerden biri de Kırşehir, Kalankaldı köyünden Arif adlı bir gençtir. Arif, babayiğit, dikkafalı halk tarafından sevilen biraz da korkulan bir delikanlıdır. Gurbet elde bir han köşesinde kalan Arif, hastalanır, bir müddet sonra da yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak gurbette ölür. Ürgüplü Refik Başaran'ın üç kıt'asını plağa okuduğu türkünün tamamı şu dörtlüklerden oluşmaktadır.
Aman Allah gurbet elde alma canımı
Duyar düşmanlarım şaduman olur
Yıkıp viran etme fakir hanemi
Ufacık yavrularım arada perişan olur
Bu dert benim ile verdi el ele
Çok çalıştım konamadım bir dala
Giydirdim kuşattım verdim dellala
Satılmadı gene dert beni bulur
Giderim giderim geride kaldım
Bu dünya yalanmış ben yeni duydum
Kara toprak imiş vatanım yurdum
Gurbet eller gayri mezarım olur
Gurbet ellerinde bir dert tebelleş
Ne anam var ne babam var ne kardeş
Çukurova oldu bana yoldaş eş
Korkarım ki ölüm gurbette kalır
Bu derdin elinden gayet zaifim
Oynamaz kollarım tutmuyor elim
Bir han köşesinde kalmış Arif'im
Kim arayıp kimler sorar kim bulur
Kaynak: Hatice Ateş, Kırşehir, Mucur, Kepez Köyü, 1934 Doğ. İlkokul Ayşe Koç, Kırşehir, Mucur, Kara Kuyu Köyü, 1935 Doğ. Okuryazar; Baki Yaşa Altınok, Âşık Hüseyin, Ocak Yay. Ank. 2000, s. 79,80; Kırşehir Destanları, nr. 17/8-9; Osmanlıca Yap. Ürgüplü Refik Başaran, plak nr. 27; Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları - Baki Yaşa Altınok, Oba Yayıncılık, Mayıs - 2003, Ankara, s.153-154-155-156
A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z
A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z
Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...
© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.