Konya Türküleri - Koç Bekir Ağa Hadisesi

Bu sayfada Konya yöresine ait Koç Bekir Ağa Hadisesi türküsünün sözleri bulunmaktadır.

Türkü Sözü

İptida Konya'ya olunca kadı
Konya'yı hep kırmak oldu muradı
Ta o günden tuttu manav inadı
Tekebbürlük itti uydu şeytana

Kanlar mahkemeye çaldılar taşı
Hükümetten düştü kibrinden naşı
(Külahçı Ali) idi cemaat başı
Didiler olmuştu ana hasmane

O sıkıyle itti büyük yemini
Gitti vardı oldu (Maden emini)
Titretmek isterdi bunca zemini
Ekin yakan ulaşmazdı harmana

Çün harap eyledi (on iki kaza)
Yaradan olur mu bu işe rıza
İki tuğ alınca meza mameza
Yararlık gösterdi (Ali Osman) a

Biraz (Yörük ceri) başına derdi
Sanki peydah itti bir büyük ordu
Akgöl'de İsmail bazarın kurdı
Sui-kast eyledi azmitti hane

Bir iyice nizam virince canlı
Ta Sille'ye düştü yarısı canlı
Girince Konya'ya kalbi perkinli
Durdular Konyalı merdi merdane

Çoktan düşünürdü Konya'ya bir renk
Gelince çarşıya attırdı tüfenk
Allah Allah diyü çekildi gülbink
Aklı kesti yine geldi iymana

Ezelden Konya'nın var idi namı
Dirdi ki Konya'ya virem nizamı
Eğer olmasaydı mektepler cami
Bakaydın meydana akacak kana

Bir öğle vaktında kavga kuruldu
Bu işe Konyalı pekçe sarıldı
Gerçi bizden beş on yiğit kırıldı
Ecel geldi baş ağrısı bahane

Kırk dört saat oldu bu cengü cidal
Ağaları bilsen hep Rüstem ü Zal
Allah ocağına virmesin zeval
Ağızların açtı saldı dumana

Yoldaşlar hep metres itti ol leşi
Bizde böyle olur aslan güleşi
Varindi elinde tahtını taşı
Biraz tuluk hazır eyle katrana

(Hacı Bektaş Küçeğiydi Ocaklı)
Askerini bozdu iki bıçaklı
Dahi onbin yiğit var idi saklı
Binde biri çıkmadıydı meydana

Ocakçı çağırdı daim Allah yar
Yardımcımız elbet ol Gani Settar
Cihanda var mıdır sen gibi gaddar
Kurşun attı mektepteki sıbyana

Gerçi bizden yiğit var zayi olan
Nam ü şanımızdır halka yayılan
Seni koyuvirdİk burdan reyilen
Bırakma döşeğin Konya'dan yana

Minareye çıktı senin soytarın
Deliklere düştü hep manavların
Yok mudur zerrece namus ve arın
Şimdi döndü faka düşmüş sıçana

Daim hıyanetlik fikr ü hayali
Konya'ya kem bakan bulur zevali
Lisanında halkın ırzile mali
Anı havale etti gayri Yezdana

Bu cenge Hazret-i Mevlana geldi
Şems-i Tebriz ile beraber oldu
Yer yüzü büsbütün melekle doldu
Sığışamaz oldu halk bu cihana

İnkisar eyledi kürsüde vaiz
Bakindi manav yanına kalmaz
Kapandı camiler kılınmaz namaz
Mazinler çıkmadı üç gün ezana

(Nizam-ı cedid) e vardı ta elin
Her nereye varsan ordan koğulun
Kaldı da bu zurna ile davulun
Sıkılmadan haber salan (ferman) a

Bu kavga yiğitin adını seçti
Hezaran yiğitler serinden geçti
Didiler Şem'i'ye ya şükür kaçtı
Hele bak gidiyor koca cihana *

Türkünün Hikayesi

(Devamını Göster) Konya'nın yetiştirdiği ileri gelenler arasında Koç Bekir Ağa adında bir de yeniçeri (tuğsuz veziri) vardır. Koç Bekir Ağa 1165'te Konya'da doğmuştur. Babası, Mevlâna oğullarından Halil Çelebi adında bir zattır. 1226'da Konya'da ölmüş ve gömülmüştür. Kabri Üçler Mezarlığın'dadır. Mezar kitabesi şudur: «Hâzel-merhum ve rmağfur ser-samsoni Esseyid Bekir Ağa'nın pederi Halil Çelebi ruhuna el-fâtiha..» Bekir Ağa'nın anası, Karaman'ın İlisra köyünden Afife Hatun'dur. 1220'de, kocasından altı yıl önce ölmüş, Konya'daki Üçler Mezarlığı'na gömülmüştür. Kabir taşında şunlar yazılıdır: «Mütesellim-i eyalet-i Karaman ser-samsoni Esseyyid Ebubekir Ağa validesi Afife Hatun ruhuna el-fâtiha...» Bekir Ağa, zamanında, tarihî olayların içinde bulunmak ve bizzat kahramanı olmak itibarıyla hayat ve şahsiyeti üzerinde durulması gerekenlerden birisidir. Aynı zamanda nakledeceğimiz olay da, birçok bakımdan dikkat ve tetkike değer mahiyettedir. Bekir Ağa, Konya mektep ve medreselerinde biraz okuduktan sonra asker oldu, İstanbul'a gitti. Orada, yeniçeri ortalarından Otuz bire kaydedildi. Mertliği, doğruluk ve cesurluğu gözden kaçmadı. Ser-samsonu (Ocaklılar arasında tuğsuz vezir) mertebesine yükseldi ve Karaman mütesellimliğine tâyin edilerek Konya'ya geldi. Burada, askeri teşkilâtı tensik ve islâh etti ve bu yüzden ünü arttı. O tarihlerde, Napolyon Bonapart, Mısır'dan Filistin ve Suriye üzerine yürümüştü. Akkâ'da Cezzar Ahmet Paşa bulunuyordu. Akkâ müdafiine yardımcı olarak Konya'dan da askerî kuvvetler gönderildi. Bunların kumandanı Koç Bekir Ağa idi. O zamanın bir halk şairi, Bekir Ağa'nın gidişini, sâde bir dille şöyle anlatır: Bekir Ağa bayrak açtı Hak rahmetin ona saçtı Ağaların aklı kaçtı Gideriz küffâr üstüne Sevindirdi o herkesi Bayrakları hak vergisi (Dereliler)le ikisi Gideriz küffar üstüne Yaşa hey efendim yaşa Yazılanlar gelir başa İzin verdi (Derviş Paşa) Gideriz Mısır üstüne Bekir Ağa serler seri Hepsinden âlâ askeri Bekir Ağa ser askeri Gideriz küffar üstüne Denizden çıktık azade (Cezzar Paşa)ya imdade Kuvvet versin size hüdâ Gideriz Mısır üstüne Uyan padişahım uyan İzin verdi eşraf ayan Yeniçeri kulun yayan Gideriz Mısır üstüne Akkâ'da yararlığı ve yiğitliği görülen Koç Bekir Ağa'nın Konya'ya döndükten sonra ünü, nüfuz ve itibarı artmıştı. Halkın gözünde bir kahraman tanınıyor ve yoksulları koruyan cömert bir insan olarak seviliyordu. O sıralarda, Konya'ya Abdurrahman adında İbradılı irtişacı ve zulümcü bir kadı gelmişti. (Bu H. 1221'de Konya valiliği ile paşalık rütbe ve sıfatı üstünde olarak yirmi bin kadar askerle mülkî İslâhat yapmak üzere Edirne'ye gönderilen adamdır. İkinci Edirne vak'ası) Kadı ortalığı kasıp kavuruyor, asıp kesiyordu. Halk buna dayanamadı. İstanbul'a yazılıp çizildi, adamlar göndertilerek kadı kaldırtıldı. Fakat, aradan uzun zaman geçmeden Mahmud 11., kadı Abdurrahman'ı iki tuğlu vezir olarak valilikle tekrar Konya'ya gönderdi. Cür'eti artan kadının, içi öç ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Ortalık da ramazandı. Kaldırılması için mühür basan ve şikâyette bulunanlardan yüz elliden fazla ileri geleni iftara çağırdı. Bunlardan bazıları gitmediler. Kadı, gidenleri, birbirinden habersizce boğdurdu, cesetlerini kazdırdığı kuyulara gomdürttü. Bunlar yetmiyormuş gibi başına biriktirdiği adamlarla, halka ve şehre saldırdı. Sanki şakî ve âsileri tedip ve tenkil ediyordu. Halk, bundan çok müteessir oldu. Silâhlandı ve Bekir Ağa'yı başına alarak kadıya karşı geldi. Şiddetli ve kanlı çarpışmalardan sonra kadı Abdurrahman'ın adamları birkaç kişiyi daha yaraladı ve öldürdü. Fakat silâhlı halk yolları tutmuştu. Kadı durumun kötülüğünü anlayarak Bekir Ağa'ya yalvarıp yakardı. Memlekette durmayacağına namus ve Allah'ı üzerine yemin ederek savuştu. Kadı Abdurrahman Paşa, Ilgın bölgesinde evvelce kardeşini öldürttüğü Tekkeli aşiretinden Mustafa Bey'in eline düştü ve orada öldürüldü. O vaktin halk şairlerinden âşık (Şem'î Baba) hâdiseyi bir destanında şöyle canlandırır: İptida Konya'ya olunca kadı Konya'yı hep kırmak oldu muradı Ta o günden tuttu manav inadı Tekebbürlük itti uydu şeytana Kanlar mahkemeye çaldılar taşı Hükümetten düştü kibrinden naşı (Külahçı Ali) idi cemaat başı Didiler olmuştu ana hasmane O sıkıyle itti büyük yemini Gitti vardı oldu (Maden emini) Titretmek isterdi bunca zemini Ekin yakan ulaşmazdı harmana Çün harap eyledi (on iki kaza) Yaradan olur mu bu işe rıza İki tuğ alınca meza mameza Yararlık gösterdi (Ali Osman) a Biraz (Yörük ceri) başına derdi Sanki peydah itti bir büyük ordu Akgöl'de İsmail bazarın kurdı Sui-kast eyledi azmitti hane Bir iyice nizam virince canlı Ta Sille'ye düştü yarısı canlı Girince Konya'ya kalbi perkinli Durdular Konyalı merdi merdane Çoktan düşünürdü Konya'ya bir renk Gelince çarşıya attırdı tüfenk Allah Allah diyü çekildi gülbink Aklı kesti yine geldi iymana Ezelden Konya'nın var idi namı Dirdi ki Konya'ya virem nizamı Eğer olmasaydı mektepler cami Bakaydın meydana akacak kana Bir öğle vaktında kavga kuruldu Bu işe Konyalı pekçe sarıldı Gerçi bizden beş on yiğit kırıldı Ecel geldi baş ağrısı bahane Kırk dört saat oldu bu cengü cidal Ağaları bilsen hep Rüstem ü Zal Allah ocağına virmesin zeval Ağızların açtı saldı dumana Yoldaşlar hep metres itti ol leşi Bizde böyle olur aslan güleşi Varindi elinde tahtını taşı Biraz tuluk hazır eyle katrana (Hacı Bektaş Küçeğiydi Ocaklı) Askerini bozdu iki bıçaklı Dahi onbin yiğit var idi saklı Binde biri çıkmadıydı meydana Ocakçı çağırdı daim Allah yar Yardımcımız elbet ol Gani Settar Cihanda var mıdır sen gibi gaddar Kurşun attı mektepteki sıbyana Gerçi bizden yiğit var zayi olan Nam ü şanımızdır halka yayılan Seni koyuvirdİk burdan reyilen Bırakma döşeğin Konya'dan yana Minareye çıktı senin soytarın Deliklere düştü hep manavların Yok mudur zerrece namus ve arın Şimdi döndü faka düşmüş sıçana Daim hıyanetlik fikr ü hayali Konya'ya kem bakan bulur zevali Lisanında halkın ırzile mali Anı havale etti gayri Yezdana Bu cenge Hazret-i Mevlana geldi Şems-i Tebriz ile beraber oldu Yer yüzü büsbütün melekle doldu Sığışamaz oldu halk bu cihana İnkisar eyledi kürsüde vaiz Bakindi manav yanına kalmaz Kapandı camiler kılınmaz namaz Mazinler çıkmadı üç gün ezana (Nizam-ı cedid) e vardı ta elin Her nereye varsan ordan koğulun Kaldı da bu zurna ile davulun Sıkılmadan haber salan (ferman) a Bu kavga yiğitin adını seçti Hezaran yiğitler serinden geçti Didiler Şem'i'ye ya şükür kaçtı Hele bak gidiyor koca cihana * * Son mısradakİ koca cihanın (Hoca cihan) olması da muhtemeldir. (Hoca cihan) merkeze bağlı ve yakın olan batı kuzeyde bir köydür. Yahut âşık, kadının başka âleme gittiğini, kaçtığını kasdediyor. Yine Şem'î, Şerefeddin Camii sarıldığı ve çevrildiği zaman neler olduğunu anlatıyor: Bekir Ağa dir ki ey Kadı Paşa Şimdi oyununla çıktın mı başa Eğer yiğit isen çık indi dışa Cenk idelim senin ile bir zaman Kadı Paşa dir ki değilsin dengim Benim bu alemde var mıdır rengim Hiç kıyas götürmez bilirsin cengim Dön git ırzın ile eğlenme heman Bekir Ağa dir ki ağalarım var Birin koyuvirsem beş ordu bozar Kelleni istedi huzur-i ahzar Sana necat yoktur ey Abdurrahman Kadı paşa dir müluk idim ben Ben Konya'yı yirken nerde idin sen Doldurdum altınla üç tane mahzen Harciderim bu inada bir zaman Bekir Ağa dir ki hey yüzü kara Taş attın Hazret-i Molla Hünkara Elime geçersen çekerim dara Seyrettirim üleşini bir zaman Kadı Paşa dir ki gel git buradan Sonra seni kaldırırım aradan Eğer fırsat virir ise yaradan Arpa eker Konya'yı iderim viran Bekir Ağa dir ki ben (Otuz birim) Ocaklı beyninde (tuğsuz vezirim) Pençesi kan saçar alıcı şirim Nerde cenk idersen benimdir meydan Kadı Paşa dir ki bende toplar çok Sende bu aletin hiç birisi yok Senin başındaki hep çoluk çocuk Sonra cümlesini bırakın kurban Kadı Paşa dir ki bende var deli Kılıç kabzasına koydular eli Sen gibi düşmana dimezem beli Eğer ister isen hak İşte meydan Bekir Ağa dir ki delin ne köpek Öyle bir cadı-yı yolla da görek Belli olur meydan kurulunca cenk Çıksın küçük Ahmet hem Kavas Osman Kadı Paşa dir ki oğlum geleydi Şakir benim ile birlik olaydı Kapı kethüdam da haber salaydı Böyle eylemezdim tedbirde noksan Bekir Ağa dir ki genceden kaçtın Gaya kanatlandın göklere uçtun Şimdi (Tekke'li) nin eline geçtin Doldurun kafana ya ot ya saman Kadı Paşa dir ki tükendi cevap Gözüme İbradı göründü yap yap Kırdın askerimi benittin harap Şaştım hey ağalar bu nasıl hicran Bekir Ağa dir ki kaçırdık hayfa Hamdola kapandı hem çeşm-i eda Deyinci bakalım aşık Şem'i'ya Söyle bu davaya hoşça bir destan Kaynak: Âşık Şem’î: Hayatı ve Şiirleri, hazırlayan Feyzi Halıcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları 1000 Temel Eser Dizisi: 95, Ankara, 1992

Sayfa Bilgisi

Kaynak Kişi:
Konyalı Aşık Şemi
Sayfa Gösterimi:
1324
Oylama:
0.0 (0 kişi oyladı)
Oy Ver:

Yorum Yaz

Adınız:
E-Mail:
Mesajınız:
Doğrulama:
Güvenlik Kodu
 

Konya Türküleri

Daha Fazla Türkü Sözü

Türküye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Yöreye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...

© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.