Kırşehir Türküleri - Bir Gater Deve Tülü Beserek 1

Bu sayfada Kırşehir yöresine ait Bir Gater Deve Tülü Beserek 1 türküsünün sözleri bulunmaktadır.

Türkü Sözü

Bir gater deve tülü beserek
Çekip gider birim birim basarak
Gayet güzel amma boyu gısarak
Türkmen yaylasında bir gözel gördüm

Çatanı ayrık da inciği uzun
Yaylamış yaylasın göçüyor güzün
Güvel guşu idi karalmış yazın
Türkmen yaylasında bir gözel gördüm

Sırtına giyinmiş kutmudan şaya
Cemalin benzettim şu doğan aya
Zilifli ponçahlı bir tülü maya
Türkmen yaylasında bir gözel gördüm

Çekmiş göçünü de göller sunası
Ekecik'ten ırmak gıyı sılası
Eline yakmış Hindistan'ın gınası
Türkmen yaylasında bir gözel gördüm

Gınalı elinde devenin dizgini
Çektiği deve de hecin azgını
Terketmiş yaylayı gider güz günü
Türkmen yaylasında bir gözel gördüm

Üğründe gidecek tozlu yolu var
Hayalde düşünde binbir hali var
Döşü yayla bir tutamcıh beli var
Türkmen yaylasında bir gözel gördüm

Salınır öğrünür givrizli nazlı
Sevdiği oğlanın kolları bazlı
Gürüş koyun gözlü bülbül avazlı
Türkmen yaylasında bir gözel gördüm

Türkünün Hikayesi

(Devamını Göster) XVI-XVII. yüzyıllarda Güney Anadolu'da yaylaya çıkan Türkmenlerin Karacayurt (Karcakürt) aşireti önceleri güneyde kışlarken, aşiretlerin obalara ayrılmasından sonra her yıl Kırşehir yöresinde kışlamaktadır. Sonbaharın, gelmesiyle aşiretler Urumeli dedikleri Orta Anadolu'ya göç hazırlıklarına başlamışlardır. Ülger yıldızı doğup parlaklık kazanınca, başlarında yularları sıyrılan develere tekrar yular takılır. Oba Beyi'nin atı tımar edilir, eğeri vurulur, aşireti korumak maksadıyla kılıçlar bilenir, silâhlar temizlenir, yağlanır. Çobanlar çanlarını, takırdaklarını davarların boynundan çıkarır, toplar. Kadınlar, Türkmenlerin tek hörgüçlü Arap devesiyle çift hörgüçlü Orta Asya devesini çiftleştirerek ürettikleri daha çok yük taşıyan, yazın kuru ve sıcak, kışın soğuk ve yağışlı Anadolu iklimine oldukça dayanıklı develeri çullar. Kızlar mayaların ponçaklarını, zillerini çullara diker. Delikanlılar çadırların direklerini söker, kıl çadırları katlayıp develerin sırtına sarar. Obanın ozanı sazının tellerini gözden geçirir. El ıstarlarından rengarenk dokunmuş çuvallara yiyecekler doldurulur. Yol hazırlığı tamamlanınca taze gelinler zülüf keser ve yeni elbiselerini yükten çıkartıp giyerler. Genç kızlar ot boyasıyla al yeşile boyanmış iplerle topuğu döven beliklerinin çatmasını çatarlar. Başlarına sarı liralarla süslü lahurî feslerini giyerler. Aşiret bütün hazırlıkları tamamladıktan sonra oba beyinin buyruğuna hazır beklerler. Saraycık'tan geçer Erciyes yolu Dipsiz gölde biter şu İpar gülü Sana derim sana Hamburun beli Güzeller üstünden çekilip gelir Oba beyi göç emrini vermeden önce, kışlağa varınca ilk evlenecek kızı katar başı seçer. Katarı çekecek olan deve, renk renk kilimler, halılar, terki bağları, ponçaklar ve püsküllerle bir gelin gibi süslenir. Gün doğmadan oba beyi göç emrini vermiştir. Hama'dan Rakka'dan başlayan göç, Toroslara gelindiğinde iyice sıklaşır. Erciyes ve Hasan Dağı eteklerinden iki koldan Kırşehir'e doğru yol alan aşiret ozanını bu sırada bir heyecan alır, sazını bağrına basan ozan dokunur sazın tellerine başlar söylemeye. Türkmen ozanlarının en ünlülerinden olan Karacaoğlan, Karacayurt aşiretinin göçünü aşağıdaki dizelerde şöyle dile getirir: Hama'dan ulanır Rakka'nın yolu Aşar gelir yaylasından bir güzel Halep diyarından geçin Beş Deli Aşar gelir yaylasından bir güzel Güz geldi aşiret göçmeye başlar Karayurt Türkmeni Urumda kışlar Lahuri fes giyer simi zer saçlar Aşar gelir yaylasından bir güzel Yedeğinde bir Puhur'u çekerek Sayasının topuğuna basarak Sevdiğine ela gözü kısarak Aşar gelir yaylasından bir güzel Çukurova bayramlığın bağlamış Balıklı'dan kekilini yağlamış Sevdiğinden ayrı düşmüş ağlamış Aşar gelir yaylasından bir güzel Boğum boğum ellerinin kınası Bir çift turunç göğsündeki memesi Mor belikler topuğuna değesi Aşar gelir yaylasından bir güzel Nafak Pınarı'ndan Antep'in eli Maraş'tan Toros'tan Kemnun beli Varıp konacağın Malya'nın çölü Aşar gelir yaylasından bir güzel Yayla yollarında göç katar katar Ayranoz Gölü'nde kukkular öter İner Erciyes'te kışlağa yeter Aşar gelir yaylasından bir güzel Savat kemer takmış ince beline Düşüvermiş Urumeli yoluna Melendiz'den Hasan Dağı salına Aşar gelir yaylasından bir güzel Karacoğlan bir güzelin derdinde Tor balaban besler yiğit destinde Köprücük'ten Kızılırmak üstünde Aşar gelir yaylasından bir güzel Türkmenlerin yayladan kışlağa göçünü anlatan türküler, Anadolu halkının belleğinde oldukça yaygındır. Yine ilk defa burada yayımladığımız bu konu hakkındaki ikinci türkünün mısraları şu dizelerden oluşmaktadır: Bir gater deve tülü beserek Çekip gider birim birim basarak Gayet güzel amma boyu gısarak Türkmen yaylasında bir gözel gördüm Çatanı ayrık da inciği uzun Yaylamış yaylasın göçüyor güzün Güvel guşu idi karalmış yazın Türkmen yaylasında bir gözel gördüm Sırtına giyinmiş kutmudan şaya Cemalin benzettim şu doğan aya Zilifli ponçahlı bir tülü maya Türkmen yaylasında bir gözel gördüm Çekmiş göçünü de göller sunası Ekecik'ten ırmak gıyı sılası Eline yakmış Hindistan'ın gınası Türkmen yaylasında bir gözel gördüm Gınalı elinde devenin dizgini Çektiği deve de hecin azgını Terketmiş yaylayı gider güz günü Türkmen yaylasında bir gözel gördüm Üğründe gidecek tozlu yolu var Hayalde düşünde binbir hali var Döşü yayla bir tutamcıh beli var Türkmen yaylasında bir gözel gördüm Salınır öğrünür givrizli nazlı Sevdiği oğlanın kolları bazlı Gürüş koyun gözlü bülbül avazlı Türkmen yaylasında bir gözel gördüm Prof. Dr. Mehmet Eröz'ün "Yörükler" adlı değerli eserinde yayınladığı aşağıya aldığımız türkü, yukarıdaki türküyle benzeşmeler göstermektedir. Kozan'ın Aslanlı köyünden Avşar boyundan Âşık Ömer'den derlenen türkü: Bir gater devede tülü beserek Çekip gider birim birim basarak Gayat gözel amma boyu gısarak Sürün bir ağalar bir gözel gördüm Seteni ayrık da inciği uzun Yaylamış yaylasını da gidiyor güzün Değer altının bin beşde yüzün Sürün bir ağalar bir gözel gördüm Sırtına keyinmiş süt mavı şaya Cemalin benzettim şol doğan aya Eşinden ayrılmış bir tülü maya Eşin yok ki elden ele araya Ha gafa burda da ha boyun şurda Hoş golan da yetmiyor göbek de yerde Dündaroğlu'nda şo giden evde Sürün bir ağalar bir gözel gördüm Pehlivanlı aşiretine ait kaleme alınan Osmanlıca cönkte bulunan iki şiir, yukarıdaki dörtlüklerle benzeşir. Bu şiirlerden biri, Ali adlı bir şaire aittir. Kalktı göç eyledi paşalar beyler Katarlanmış mayalar yozlaşıp gider Altı Arap atlı tuğlu cidalar Alayda torunlar söyleşip gider Gine çalındı da davullar bazlar Gine iniledi dereler düzler Al yeşil giyinmiş gelinler kızlar Hani yaylam deyü özleşip gider Havayi de deli gönül havayi Gün doğmadan şavkı tutmuş ovayı Türkmen kızı katarlamış mayayı Katarda mayalar yozlaşıp gider *** Kelep kelep olmuş zülfün telleri Ak gerdana döküp gider eğlenmez Bilmem Pehlivanlı bilmem Beğdili Bir kız göçün çekip gider eğlenmez Kaldırmış göçünü yayladan yurttan Boynuinceli'den beri Cerit'ten Aslını sorarsan Karacakürt'ten Uğrun uğrun bakıp gider eğlenmez Sarı cepken giymiş sıktırma şaya Yanına uydurmuş bir iki taya Yedeğine almış bir katar maya Hilal kaşın yıkıp gider eğlenmez Hilal kaşın ela gözün süzerek Yedi yerden ciğerciğim ezerek Ak sayanın düğmelerin çözerek Yavuklusundan kaçıp gider eğlenmez Sanasın cennetten çıkmış bir huri Tığ-i müstakimden uygun her yeri Yüreğim başına bıraktı narı Cayır cayır yakıp gider eğlenmez Ali'm der ki usul boyu dal gibi Ak gerdanda zülüfleri tel gibi Bahçede açılmış gonca gül gibi Burcu burcu kokup gider eğlenmez Nevşehir, Avanos, Seydin köyünden 1919 yılında dünyaya gelen Aşık Şuayip Şahin, bir Türkmen ozanıdır. Kekik, yavşan kokulu yaylalara özlemini şu dizelerde dile getirir: Kış yurdundan kervanları yüklenir Kafileler birbirine eklenir Türkmen kızı türlü libas giyinir İncisin boynuna dizer yollarda Seher vakti develeri çan döver Kafile başları yüğrük at kovar Uzun Yayla diye durmadan ever Sakın size nazar değer yollarda Şahini kolunda beyler ok atar Göçten ayrılması ne kadar beter Türkmen kızı elde ak maya yeder Ufuklar seraba benzer yollarda İnficar (fecir) vaktinde kuşlar dillenir Herkes devesini sarar yollanır Bad-ı saba zülüfünde tellenir Genç gelinler kirmen büker yollarda Sabah olur güneş doğar dağlara Aşret düşmüş gider tozlu yollara Bir çan sesi çöker o ovalara Şahin destanını yazar yollarda Kaynak: W.Foster, England's For eastern Trade, Londra, 1993, s.108, 110, 111, 240, 241. Dipsiz Göl (Çağdır Göl), Kayseri, Yahyalı; Prof. Dr. Mehmet Eröz, Yörükler, Türk Dünyası Araştırma Vakfı, İst. 1991, s.87, 88, 89; Kırşehir Destanları, nr. 1; Kırşehir Destanları, nr. 2; Prof. Dr. Mehmet Eröz, a.g.e. s.92; Pehlivanlı Oymağı Osmanlıca Cönk; Refik Ahmet Sevengil, Çağımızın Halk Şairleri, Atlas Kitabevi İst. 1967, s. 310, 311

Sayfa Bilgisi

Kaynak Kişi:
Sayfa Gösterimi:
1345
Oylama:
0.0 (0 kişi oyladı)
Oy Ver:

Yorum Yaz

Adınız:
E-Mail:
Mesajınız:
Doğrulama:
Güvenlik Kodu
 

Kırşehir Türküleri

Daha Fazla Türkü Sözü

Türküye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Yöreye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...

© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.