Kırşehir Türküleri - Neniz Aldık Sultan

Bu sayfada Kırşehir yöresine ait Neniz Aldık Sultan türküsünün sözleri bulunmaktadır.

Türkü Sözü

İkide bir üstümüze gelirsin
Neniz aldık sultan bizde neniz var
Dünya benim deyi dava kılarsın
Neniz aldık sultan bizde neniz var

Giden ordunuzu durdurmadık ya
Pusular kurup da kırdırmadık ya
Beyiniz paşanız öldürmedik ya
Neniz aldık sultan bizde neniz var

Beş bin atlı verdik çölleri aştın
Mısır'da kafirin tahtını yıktın
Düşmana yanaştın bize hor baktın
Neniz aldık sultan bizde neniz var

Size verdik koç yiğidin hasını
Talan ettin yurdunu obasını
Türkmenler eylesin onun yasını
Neniz aldık sultan bizde neniz var

Çıktı yaylamızda bile yayladı
Vardı padişaha bizi koğladı
Yıktı aşireti viran eyledi
Neniz aldık sultan bizde neniz var

Bizim tavlamızda atların bağlı
Söz verdin durmadın ciğerim dağlı
Sen Osmanoğluysan ben Türkmen oğlu
Neniz aldık sultan bizde neniz var

Senin bu işlerin aceb değil mi
Er üstüne gelmek hicab değil mi
Senin anan bizim Colab değil mi
Neniz aldık sultan bizde neniz var

Kara Mıstıl eydür sürün devranı
Bir gün geçer şu ömrüyün kervanı
Başı kızıl tuğlu şol Selim hani
Neniz aldık sultan bizde neniz var

***

Ali Beyin amca oğlu Kubat
Ömer Beyin, Ferhat Paşa kıyımda
öldürülmesine yakılan ağıt


Kubat Ömer Beyim Dulkadiroğlu
Dünyada dengime çıkan olmadı
Ben bir arslan idim cihana geldim
Kaldırdığım gürzü tutan olmadı

Kimsenin payını ele vermedim
Nice zorbalarla oyun oynadım
Tilkiyi çakalı koyun eyledim
Tutup bileğimi büken olmadı

Hainler elinden onmuş var m'ola
Dönüp de hayfını almış var m'ola
Beylerde böyle olmuş var m'ola
Vüzera da gayret güden olmadı

Mustafa'm der ah çekerim ağlarım
Yas çeküben karaları bağlarım
Ah n'eyleyim yaşamadı beylerim
Zalimin hilesin sezen olmadı

Türkünün Hikayesi

(Devamını Göster) 1517'de Mısır seferine çıkan Yavuz Sultan Selim'in ordusu Kırşehir Kızılırmak yakınlarından geçerken o dönemlerde bu bölgelere hakim olan ve Yavuz tarafından iktidara getirilen Dulkadirli Şehsuvaroğlu Ali Beyin himayesindeki Türkmenler (Oğuz), Osmanlıların kendilerine devamlı baskı ve zulüm uyguladığını, hayvanlarının otladığı otlakların başka gruplara tahsis edilip ellerinden alındığını ileri sürerek, ordunun o bölgede barınmasını ve geçmesini engelliyorlardı. XV. asırda Anadolu'ya gelen Fransız elçisi Broguiere, Dulkadiroğullarının namuslarına çok düşkün 30,000 Türkmen kadın süvarisi bulunduğunu, erkek gibi silâh taşıyıp savaştıklarını bildirir. Durumdan haberdar olan Yavuz, 40 bin kişilik ordusuyla Kayseri'de bulunan Vezir-i Âzam Sinan Paşa'yı huzuruna çağırarak Türkmenler hakkında bilgi almış, Sinan Paşa, padişaha verdiği cevapta, Türkmenlerin Osmanlı yöneticilerine kızgın olduğunu söylemiştir. Mısır seferini başarıyla tamamlamak isteyen Yavuz, Dulkadir Türkmenlerinin reisi Ali Beye Vezir-i Âzam Sinan Paşa vasıtasıyla bir ferman yazmış ve elçi ile göndermiş, kuşkulanan Ali Bey, Osmanlı idarecilerinin verdikleri sözde durmadıklarını ileri sürerek Yavuz'la görüşmeyi reddetmiş, Yavuz ikinci bir elçi göndererek Ali Bey ile mutlaka görüşmek istediğini bildirmiştir. Dulkadiroğlu Ali Bey, elçiye, Yavuz'la ancak şehzadelerinden birini Türkmenlere tutu gönderilişe görüşebileceğini söylemiştir. Şehzadelerinden birini Türkmen çadırına tutu gönderen Yavuz, otağına davet ettiği Ali Beyden isteklerinin neler olduğunu sormuş, Ali Bey, Osmanlı yöneticilerin Türkmen halka iyi davranmadıklarını hatta Türkmenlerin yaşadığı bölgelere Arap, Kürt, Çerkez aşiretlerini getirip yerleştirdiklerini ayrıca hayvanlarının otladığı yaylaları bu aşiretlere vererek kendilerini zor durumda bıraktıklarını söylemiştir. Ali Beyi dinleyen Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden sonra bu isteklerinin mutlaka yerine getirileceğini belirtmiş, ayrıca Türkmenlerin Mısır seferine katılmalarını istemiştir. Ozan Dadaloğlu, yıllar sonra bu olayı bir dörtlüğünde şöyle dile getirmiştir: Koca Payas bu oyunu çok gördü Yedi dağ üstüne ordusun kurdu Yavuz Sultan Selim korkup da verdi Bey baban zorunan aldı tuğları Padişahtan söz alan Ali Bey, Yavuz'a "Padişahım, sözünüzü senet kabul ediyorum. Şehzadeniz bizim göçer çadır hayatına dayanamaz. Onu size geri gönderiyorum, ben de çöl şartlarına oldukça dayanıklı 5000 atlı askerimle Mısır seferine katılarak Sina çölünü geçmenize yardımcı olmayı kabul ediyorum, yalnız sizden bir isteğim olacak, vaktiyle Osmanoğullarına büyük sadakat gösteren babam Şehsüvar Beyi Memluklular Zamantı kalesinde kuşatmış Mısır'a götürerek Kahire'deki Züveyle kapısında Ağustos 1472'de asmışlardı. Kahire'ye girdiğimizde Memluklu Sultanı Tomanbay'ı ben de aynı yerde kendi ellerimle asarak babamın intikamını almak istiyorum" demiştir. Ordusundaki komutanlar ve vezirlerin geri dönme fikirlerine karşı, Ali Beyin mutlaka Kahire'ye yürünmesi fikrini benimseyen Yavuz, Türkmen Ali Beye bağlı atlı askerlerin öncülüğünde tarihte hiçbir ordunun geçmeyi başaramadığı çölleri geçip Mısır Memluklu devletini ortadan kaldırmıştır. Kahire'nin anahtarlarını altın tabak içinde kendisine sunan bir dilberin olağanüstü güzelliğine hayran kalan Yavuz, şu ünlü şiirini söylemekten kendini alamamıştır. Şîrler bile pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn itdi felek. Arslanlar bile yumruğumdan korkup titrerken Beni bir âhû gözlü karşısında zayıf düşürdü felek. Mısır seferi sırasında vezirlerinden ziyade Ali Beyin savaş taktiklerini kabul eden Yavuz, Kahire'ye girdiğinde Memluklu Sultanı II. Tomanbay'ı Dulkadiroğlu Ali Beye teslim etmiş, Ali Bey de 13 Nisan 1517'de Tomanbay'ı babasının idam edildiği Züveyle kapısında kendi elleriyle asarak babasının intikamını almıştır. Ali Bey 1519'daki Celali isyanları başta olmak üzere Anadolu'da başgösteren bir çok isyanın bastırılmasında önemli katkıları olmasına rağmen her Türkmen gibi o da Osmanlı idarecilerinin ihanetinden ne yazık ki kurtulamamıştır. Şam valisi Canberdi Gazali isyanını bastıran Ali Beyin başarıları, Ferhat Paşanın kıskançlığı ve hasedine neden olmuş. Çoluk çocuğuyla Tokat'a davet edilmesini kuşkuyla karşılayan yakınlarına Ali Bey, "Benim Osmanlı'dan ne alıp veremediğim var, ömür boyu onlara hizmet ettim." deyip ikazlara kulak asmamıştır. Devrin padişahı Kanuni'den ferman elde eden hain Ferhat Paşa, bir bahaneyle Tokat'a davet ettiği Ali Beyi Sarı-Arslan, Divane Veled, Üveys ve Kadem Can adlı oğullarıyla birlikte 1522 yılında Tokat Artova'da öldürttü. Bununla da yetinmeyen Ferhat Paşa, Ali Beyin yakınlarını topyekün kılıçtan geçirdikten sonra mallarını müsadere etti. Değirmen döner bildirmez Çıngı düşer bildirmez Kalleş siner bildirmez Düşman güler bildirmez. Dalmaçyalı bir Hırvat devşirmesi ve padişahın eniştesi olan Ferhat Paşa, altı yüz Anadolu masum Türk'ünün kanına girmiş, bu insanlarda gasbettiği mal ve servetinin yanı sıra halka yaptığı zulümler ayyuka çıktığından, Edirne'ye çağrılarak idam edilmiştir. Ali Bey'in uğradığı bu ihanete bütün Türkmenler gibi Kırşehir'li Ozan Kara Mıstıl da çok üzülmüştür. Ozan, üzüntüsünü şiirinde böyle dile getirmiştir. Kaynak: Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları - Baki Yaşa Altınok, Oba Yayıncılık, Mayıs - 2003, Ankara, s.19-20-21

Sayfa Bilgisi

Kaynak Kişi:
Ozan Kara Mıstıl
Sayfa Gösterimi:
1591
Oylama:
0.0 (0 kişi oyladı)
Oy Ver:

Yorum Yaz

Adınız:
E-Mail:
Mesajınız:
Doğrulama:
Güvenlik Kodu
 

Kırşehir Türküleri

Daha Fazla Türkü Sözü

Türküye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Yöreye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...

© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.