Kırşehir Türküleri - Rakka Çöllerinden Gelen Gaziler

Bu sayfada Kırşehir yöresine ait Rakka Çöllerinden Gelen Gaziler türküsünün sözleri bulunmaktadır.

Türkü Sözü

Rakka çöllerinden gelen gaziler
Acep Karacayurt geri döndü mü
Yenile bir haber duydum oradan
Cerid Bekir öldü derler öldü mü

Cerid Bekir öldüyse kırıldı kilit
Çöktü üstümüze bir kara bulut
Köçekli Kerim'le Bayındır Halit
Kolu bağlı cellatlara durdu mu

Kul Sadun'um bize çok oldu cefa
Hükmümüz geçerdi şu kaftan kafa
Ulaşlı'nın oğlu Hacı Mustafa
Alayları bölük bölük böldü mü

Türkünün Hikayesi

(Devamını Göster) Osmanlı Devleti, Dulkadir Beyliğinin reisi Ali Beyi 1522 yılında ortadan kaldırdıktan sonra başsız kalan Türkmenler (Oğuz), bir süre Orta Anadolu'da obalar halinde yaşadılar. 1696'da ikinci kez Rakka'ya sürgün edilen Türkmenler, şimdiki Suriye çöllerinin sıcağına dayanamayıp Anadolu'ya geri kaçtılar. Rakka beylerbeyi Ahmed Paşa Türkmenlerle baş edemeyince görevinden alındı ve Bozok-Çorum Sancak beyliğine atandı. Rakka valiliğine "Başkomutan" payesi verilen Anadolu müfettişi Yusuf Paşa tayin edildi. Yusuf Paşa büyük bir askerî birlikle yerlerini terk eden Türkmenleri Rakka'ya geri göndermek için harekete geçti. Yusuf Paşa Kadıoğlu namıyla bilinen Kürtlerden Bektaş Beyin oğlunu Türkmenlere gönderip "Rakka'ya iskân giderlerse ne âla, gitmezlerse padişahtan gelen ferman gereği hepsinin kılıçtan geçirileceğini" bildirdi. Muslu Beyden Firuz Beye bir selâm Yahşiyle yamanı seçelim demiş Düşmanı tutalım verelim ele Gelin biz bu candan geçelim demiş Bu kanı çöllere saçalım demiş Rakka'ya iskân edilmeyi reddeden Beğdililer, düzenli Osmanlı ordusunun üzerlerine geldiğini görünce isyan ettiler. Yusuf Paşanın kuvvetleriyle savaştılar. Beğdililere destek veren Mamalı aşireti reisi Deveci Ali ile Paylı namıyla bilinen Rişvanlı Halil Beyin arasına nifak sokan Yusuf Paşa, Paylı Halil Beye Mamalı aşiret reisi Deveci Ali'yi tuzağa düşürtüp öldürttü. İç çekişmelerle zayıf düşen Beğdili aşireti Yusuf Paşaya yenildi. Bu dönemde Beğdili içindeki obaların başında şu beyler bulunuyordu: Şahin Bey, Kurd Karaca Bey, Kenan Bey, Halil Bey, Bekir Bey ve Mehmet Ali Bey. İsyanın elebaşıları olduğu bildirilen otuz Türkmen Beyi idam edildi. Türkmen beyleri kılıçtan geçirilmiştir. Bu sırada kocası öldürülen Beydili aşiret reisinin hanımı üçüz oğlan doğurmuştur. Çocuklarının öldürüleceğinden endişe eden kadın, sürgüne gitmeden önce çocukları dağdaki bir mağaraya götürür, bırakır. Bir kaç yıl sonra Beydili aşireti sürgünden eski yurtlarına döner. Hizmetçisi kadınla birlikte çocukları bıraktığı mağaraya giden anne gördüğü manzara karşısında gözlerine inanamaz. Üç oğlu da ellerinin baş parmağını emerek sıhhatlice yaşamaktadırlar. Çocukların kimler tarafından korunup beslendiğini öğrenmek isteyen anne, bir kenara gizlenir beklemeye başlar. Gün batarken bir kurt ağzında yiyecekle gelir ve çocukları besler. Üç oğlunu alıp çadırına dönen anne, karayağız kıllı oğluna Kurt Karaca, ince uzun sırım gibi oğluna Cerid, kafası iri boynu ince oğluna Boynuince, diye isim verir. Daha sonra Türkmen obaları içinde bu üç kardeşin obaları "Karaca Kurt" "Cerid" ve "Boynuinceli" olarak anılır. İdam edilenler arasında Beğdili aşiret reisi Şahin Bey, Karacayurt aşiret reisi Kenan Bey ve oğlu Kurd Karaca Beyin olduğunu Aşık Süleyman şu mısralarda dile getirir: Yusuf Paşa tuğlu fermanlı vezir Saf tutmuş ordusu emrine hazır Bağlandı derbentler bulundu kusur Uyan Şahin Beyim dön bak ardına Hoyrat girdi aslanların yurduna Duman almış şu görünen dağları Zalim kırmış goncaları gülleri İpe gitti obaların beyleri Uyan Şahin Beyim dön bak ardına Hoyrat girdi aslanların yurduna Hilebaz feleğin bize mi kastı Aslana sığar mı tilkinin postu Aşiret direği kötü gün dostu Uyan Şahin Beyim dön bak ardına Hoyrat girdi aslanların yurduna Rakka'da Colab'a döküldük yola Kesilen kelleler gelmiyor dile Suçumuz ne idi sürüldük çöle Uyan Şahin Beyim dön bak ardına Hoyrat girdi aslanların yurduna Süleyman'ım ne olacak halimiz Urumeli bekler oldu yolumuz Kırıldı belimiz Kenan Beyimiz Uyan Şahin Beyim dön bak ardına Hoyrat girdi aslanların yurduna Bazı Türkmen beylerini yanına çeken Yusuf Paşa, Beğdilileri önüne katarak mal, yiyecek ve davarlarıyia birlikte tekrar Rakka'ya sürgün eyledi. Aşağıdaki şiirde de görüleceği gibi, Türkmenler, o bölgede yaşayan Taylı ve Urban Araplarından çok çekmişlerdir. XVII. yüzyılda Türkmen aşiretleri arasında yaşayan Ozan Budala bu olaya şu destanı söylemiştir: Seksen bin haneyle isyan edince Anadolu benim derdi Beğdili Kadıoğluyla Yusuf Paşa gelince Paylı Mamalı'yı vurdu Beğdili Kara bayrak salak kanlı salaca Aşiretin ucu vardı Maraş'a Yetişti imdada beğ Kurd Karaca Zorunan yollara durdu Beğdili Davullar döğündü çekildi sancak Koç yiğit atma bağlandı ponçak Deveci Ali öldü kırıldı kolçak Eylenip Colap'ta kaldı Beğdili Karacayurt Beğdilinin obası Mürsel Beyim, Kenan Beyin dedesi Topal Yusuf Paşa Haktan bulası Suçumuz ne diye sordu Beğdili Ali Beyim on batman gürz atardı Kurd Karaca bir orduya yeterdi Cerid Bekir al kanlara katardı Nice alayları yardı Beğdili Suluca Karahöyük belli yurtları Aldı beni Beğdili'nin dertleri Çöle düştü Beğdili'nin kurtları Rakka çölünün kurdu Beğdili Taylı uğrun uğrun çaldı kalemi Urbanoğlu Yusuf Paşa gulamı Beğdili'nin namı tuttu alemi Göçünen Rakka'ya vardı Beğdili Budala'm der ne olacak halimiz Arayerde telef oldu elimiz Bundan sonra Rakka'dır yolumuz Rakka'ya sürgün oldu Beğdili Karacayurt (Karacakürt) aşireti iskân edildiği yerlerden kaçarak eski yurtlarına gelmişler ve gönderilen yerlerde yerleşmek istememişlerdir. Bunun üzerine, Boy Beyleriyle oymak Kethüdalarına bir emir gönderilmiştir. Kırşehir Sancağındaki Köçekli ve Silsipür Ceridi ile diğer aşiretlerin içinde saklananların tespit edilip geldikleri yerlere geri gönderilmek için Şehsuvarzade Mustafa Bey görevlendirilmişti. Ozan Kul Sadun, Rakka'daki aşiretlerin durumunu, Anadolu'ya kaçıp gelenlerden şöyle sormaktadır: Rakka çöllerinden gelen gaziler Acep Karacayurt geri döndü mü Yenile bir haber duydum oradan Cerid Bekir öldü derler öldü mü Cerid Bekir öldüyse kırıldı kilit Çöktü üstümüze bir kara bulut Köçekli Kerim'le Bayındır Halit Kolu bağlı cellatlara durdu mu Kul Sadun'um bize çok oldu cefa Hükmümüz geçerdi şu kaftan kafa Ulaşlı'nın oğlu Hacı Mustafa Alayları bölük bölük böldü mü Rakka'ya iskan edilen Beğdili'ye tabi bir çok obalar arasında, Karacayurt, Cerid, Köçekli ve Mamak'lar da vardı. Bunlar Güneyden Taylı ve Urban Arap aşiretlerinin baskınlarına maruz kalıyorlardı. Bunlara yardım maksadıyla yeni Türkmen cemaat ve oymakları bu bölgeye yerleştirilmiştir. Bu hususta 1691 yılında Adana ve Rakka Beylerbeyine, Azez Sancağı Mutasarrıfı Polad'a. Sis (Kozan) Sancak Beyi Halil Bey ve Yeni-il ile Haleb Türkmenleri Kadılarına birer ferman gönderilmiştir. Rakka'dan Anadolu'ya geri kaçan ve perakende olan Türkmen oymakları bu dönüş sırasında birbirlerinden ayrılarak bağımsız birer obaya dönüşmüşlerdir. Kırşehir'deki obalar içinde Kurd Karaca Beye bağlı Karacayurt, Mamak, Cerid, Boynuinceli, Kurutlu ve Köçekli obaları ilk akla gelenlerdir. Ozan Budala, Rakka'ya iskân edilen obaları ve başlarındaki beyleri şu mısralarla dile getirmektedir: Akça kuğum göçtü mola çöllere Kıranlar mı girdi bizim ellere Bir fitneden düştük tozlu yollara Ara yerde telef oldu mal kuğu Şu Dinek Dağı'nın baharı yazı Ötüşür çığrışır Seyfe'nin kazı Ne yaman ağlattı Edna Bey bizi Firuz Beyim nerde kaldı duy kuğu Badilli de katil kuvvet bezince Osmanlı da fermanını yazınca Yusuf Paşa suçsuzları ezince Bu dertlere dayanamam ben kuğu Şahin Beyim kimler konsun yurduna Hayıf oldu Kurd Karaca merdine Hiç bakmasın şu Mamalı ardına Meşveretle yad ellere kon kuğu Seksen bin haneden vebal alındı Sürüldü aşiret iskan olundu Köçekli beyleri suçlu bilindi Cerit eli perakende can kuğu Kadıoğluyla Yusuf Paşa geldiler Karı-kızı çoluk çocuk kırdılar Badili'yi Irakka'ya sürdüler Mesken tutup Irakka'da kal kuğu Budala'm derdini kime söylüyor Aşiretler hep yas tutup ağlıyor Zalim düşman seviniyor gülüyor Hiç bu derde dayanılmaz can kuğu Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Rakka bölgesindeki köyleri harap eden yağmacı Tay ve Urban Araplarına karşı Anadolu'daki Beğdili obalarını Belih ırmağının Harran altındaki Akça-Kale'den Rakka'ya kadar uzanan bölgeye yerleştiren Osmanlı, 1691'de Beğdili ile diğer bir çok oymakları da Urfa'nın doğusundaki Colab ırmağı kıyıları ile Harran, Boz-âbad ve Urfa'nın diğer bölgelerine yerleştirdi. Böylece kendisine boyun eğmeyen bu Türkmenlerden kurtulmuş oldu. Beğdili obalarından başka, Musaçalu, Cerid, Avşar, Köçekli ve Karacayurt Türkmen oymakları da bunlar arasındaydı. Devlet, sert ve ciddi tedbirler almasına rağmen, bütün bu oymaklar aynı yıl içerisinde Anadolu'ya geri kaçtılar. Çünkü bu bölgeler, Türk oymaklarının yerleşebileceği Anadolu'daki serin yaylaların coğrafi yapısında bir yer değildi. Toprağı verimsiz kuru ve susuz olduğu gibi, kavurucu çöl sıcaklarının hüküm sürdüğü bir yerdi. Rakka bölgesi Arap kabileleriyle Türkmenler arasında geçen savaş türküleriyle dolu olduğu gibi, Türkmen oymaklarının adeta bir sürgün yeriydi. Sürgüne kızan bazı oymaklar çöl iklimine dayanamayıp İran (Acem) bölgesine geçmiş, fakat bir müddet sonra devamlı özlemini çektikleri Anadolu'ya ayrı ayrı koldan geri dönüp yerleşmişlerdir. Elimizdeki bir cönkte, Süleyman adlı ozan, İran'a giden oymakların başında Firuz ve Mehmet Beylerin olduğunu şu mısralarla anlatmaktadır. Padişahtan ferman geldi nidelim Göç çekelim Irakka'ya gidelim Yaylam seni kime emanet edelim Firuz Beğ Acem'e gitti durnalar Seherde avazın bağrımı deler Durnamın kanadı kırılmış kanar Kaldırmış başını gurbete konar Firuz Beğ Acem'e gitti durnalar Başımıza geldi böyle felaket Çekilen acıyı neylesin devlet Yurdumu beklesin oğlum Muhammed Firuz Beğ Acem'e göçtü durnalar Yozulmuş aşiret çekilir gider Zalha kadın giymiş gam ile keder Kurd Karaca öldü kırıldı kemer Firuz Beğ Aceme göçtü durnalar Çağrışı çağrışı yayladan inin İnin Aynoloza bir semah dönün Beğden izin geldi koruya konun Firuz Beğ Acem'e gitti durnalar Benden selam söylen Keskin eline Güzel Kırşehir'e Malya Çölüne Kırlangıç eteği Seyfe Gölüne Firuz Beğ Acem'e göçtü durnalar Bizi böyle eden muraz almasın Çıkarsın alları kara bağlasın Süleyman derdini kime söylesin Firuz Beğ Acem'e göçtü durnalar Bu sürgünde en büyük ızdırabı Beğdili ve ona bağlı oymaklar çekmiştir. Bu olaya dair acı hatıralar, Kırşehir başta olmak üzere Keskin yöresinde halâ yaşatılmaktadır. Aşağıdaki türkü de bunun acı bir kanıtıdır. Toplandık aşiret geldik Colab'a Başımızda esen boran değil mi Şahin Bey, Karaca konduk yan yana Hacı Ali'nin yurdu Seyhan değil mi Urumdan öteye yığnak düzüldü Aşiretler isim isim yazıldı Koca Berk Ağanın bendi bozuldu Cerit önü tozlu duman değil mi Kurd Karaca Ulaşlı'nın beyine O da kondu Şahin Beyin sağına Firkat girdi Ağca-Kale dağına Yuzuf Paşa cana kıyan değil mi Misis'den göçünce Irakka yolu Anavarza üstü Bayındır eli Perişan düştü de koca Beğdili İstanbul belimiz kıran değil mi Süleyman'ım haymaların kurulsun Çekilsin sancaklar aşret derilsin Gündeşlioğlu destan olsun çığrılsın Aslanların yurdu ören değil mi Kaynak: Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları - Baki Yaşa Altınok, Oba Yayıncılık, Mayıs - 2003, Ankara, s.37-38-39-40-41-42-43-44-45

Sayfa Bilgisi

Kaynak Kişi:
Kul Sadun
Sayfa Gösterimi:
2604
Oylama:
5.0 (1 kişi oyladı)
Oy Ver:

Yorum Yaz

Adınız:
E-Mail:
Mesajınız:
Doğrulama:
Güvenlik Kodu
 

Kırşehir Türküleri

Daha Fazla Türkü Sözü

Türküye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Yöreye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...

© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.