Kırşehir Türküleri - Zahidem

Bu sayfada Kırşehir yöresine ait Zahidem türküsünün sözleri bulunmaktadır.

Türkü Sözü

I

Zahide kurbanım n'olacak halim
Yine bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçek Dağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahide'den güzeli

Gurbet ellerinde esirim esir
Zahide kurbanım hep bende kusur
Eğer anan seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır

II

Ziyaretten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahidem gözü
Aslını sorarsan asalet yerden
Hacı Büro'lardan Memed'in gızı

Hezeli de deli gönlüm hezeli
Çiçekdağı döktüm'ola gazeli
Nice memleketler gezdim dolaştım
Bulamadım Zahide'den güzeli

Ayınan doğarda gününen aşar
Zahidem görenin tedbiri şaşar
Diken arasında kalmış gül gibi
İyinin kaderi kötüye düşer

Çeşmenin başında yunak daşısın
Gökte dönen tek turnanın eşisin
Ceren avcın ben olayım Zahidem
Elli kızın yüz gelinin başısın

Zahidem gurbanım n'olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Dediler bu hafta oluyor gelin

Kömür gözlüm al eline kalemi
Ben söyleyim yaz başıma geleni
Fukara deyip de seni vermezler
Hani göster açlığından öleni

Kurban olam Alişen'e Hacı'ya
Çeşmenin başına gelen sucuya
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Düşemedin eyice bir gocaya

Zahidem kurbanım dardayım dağdan
El eder Zahidem karşıki bağdan
Derdin beni del'ediyor Zahidem
Kâhkülüne sürmüş kokulu yağdan

Kay'altında olur bağın iyisi
Bağda biter kirazınan gayısı
Birde dayısına söyleyim dedim
Yoğumuş ki Zahidemin dayısı

Gurbet ellerinde esirim esir
Affeyle sevdiğim bendedir kusur
Kadir Mevlam seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır

Anası kürt kızı nemner bacısı
Çıkarmı yürekten yarin acısı
Çıktım Büyüköz'e seyran eyledim
Kırıldımı köyünüzün sucusu

Şu yalan Dünya'da sürmedim sefa
Anamdan doğalı çekerim cefa
Benide bir soran olursa deyin
Hacı Ahmetli'den Garip Mustafa

Aslımı sorarlar Çiçekdağ'lıyım
Felek kırdı kollarımı bağlıyım
Bir soran olursa söyleyin adım
Hacı Ahmetli'den Arapoğlu'yum

III

Zahide'm kurbanım n'olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahide'm bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahide'mden güzeli

Ay ile doğar da gün ile aşar
Zahide'mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer
Diken arasında kalmış gül gibi

Zahide'm kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan
Derdin beni defediyor Zahide'm

Ziyaret'ten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet'in kızı

Gurbet ellerinde esirim esir
Zahide'm kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır

Çiçekdağı'nda da hiç gitmez duman
Zahide'm kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban

Anamdan doğalı çok çektim cefa
Şu yalan dünyada sürmedim sefa
Adımı namımı soran olursa
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa

Türkünün Hikayesi

Halk arasında "Zahidem" adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı'na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. İlk önce bir akrabasının himayesinde, daha sonraları da onun bunun yanında büyüdü.
(Devamını Göster)
Arap Mustafa'nın babası düğünlerde, toplantılarda "Koca Oyunu" adı verilen oyunda "Arap" rölünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa'ya da "Arap" lakabı takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler'den Mehmet'e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide'ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.

20'sinde askere giden Mustafa'nın aklı, deliler gibi sevdiği Zahide'de kalmıştı. Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide'den haber almaya çalışan Arap Mustafa, Zahide'nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün'ün de bir hafta sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır. (1)

Zahide Kurbanım n'olacak Halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahidem bu hafta oluyor gelin

Hezeli de deli gönül hezeli
Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahidem'den güzeli

Ay ile doğar da gün ile aşar,
Zahide'mi görenin tebdili şaşar
İyinin kaderi kötüye düşer,
Diken arasında kalmış gül gibi.

Zahide'm kurbanım kurtar bu dardan
Baban anlamadı bizim bu haldan
Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
Derdin beni del'ediyor Zahide'm.

Ziyaret'ten çıktım Cender'in özü
Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü
Aslını sorarsan esalet yerden
Hacı Bürolardan Mehmet'in kızı.

Gurbet ellerinde esinim esir
Zahide'm kurbanım hep bende kusur
Eğer baban seni bana verirse
Nemize yetmiyor el kadar hasır.

Çiçekdağı'nda da hiç gitmez duman
Zahide'm kurbanım hallarım yaman
Yapamadım şu babayın gönlünü
Fakir diye bana vermedi baban.

Anamdan doğalı çok çektim cefa,
Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
Adımı namımı soran olursa,
Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.

Arapoğlu Mustafa'nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide, Mustafa için şiirler söylemiştir. Bu şiirin üç kıtasını H. Vahit
Bulut, 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide'nin yakın arkadaşı ve sırdaşı Fatik'ten derlemiştir.(2) Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir.

Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
Felek ağu kattı tatlı aşıma
Sevda çekenlere zor gelir gurbet
Gece gündüz elim kalkmaz işime.

Aşağıda sap kağnısı geliyo
Derdin beni elik elik eliyo
Kurbanlar olayım gara Mustafam
Babam beni yad ellere veriyo.

Arapoğlu derler gayeten atik
Gözleri kara da, kaşları çatık
Git nazlı y de bir haber getir
Bastığın yerlere kurbanım Fatik.

Ağlayarak yayığımı yayarım
Yarim gitti günlerini sayarım
Çıksa Büyüköz'e mendil sallasa
Islık çalsa ıslığını duyarım.

Coşkuna da deli gönül coşkuna
Aşkından Zahide döndü şaşkına
Sensiz edemiyom nazlı civanım
N'olur bir yol görün Allah aşkına.

KAYNAK
- Doğuş Gazetesi, Sayı, 8,9-18 Ekim 1973.
- H. Vahit Bulut, Kırşehir Halk Ozanları, Filiz Yay. 1983, S. 109.

Kaynak:
Öyküleriyle Kırşehir Tütküleri, Destanları, Ağıtları (sayfa: 206,207,208)
Baki Yaşa Altınok
Oba Kitabevi
Ankara, Mayıs 2003

Sayfa Bilgisi

Kaynak Kişi:
Arap Mustafa
Sayfa Gösterimi:
11489
Oylama:
3.0 (3 kişi oyladı)
Oy Ver:

Yorum Yaz

Adınız:
E-Mail:
Mesajınız:
Doğrulama:
Güvenlik Kodu
 

Kırşehir Türküleri

Daha Fazla Türkü Sözü

Türküye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Yöreye Göre

A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z

Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...

© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.