Bu sayfada Sivas yöresine ait Suda Boğulan Gelin 03 türküsünün sözleri bulunmaktadır.
Köprüye varınca köprü yıkıldı
Üç yüz atlı birden suya döküldü
Nice yiğitlerin beli büküldü
Nettin Kızılırmak allı gelini
Gelini gelini benim yarimi
Tüfek getirin de şu kartalı vuralım
Dalgıç getirin de allı gelini bulalım
Biz gelinsiz nasıl köye varalım
Nettin Kızılırmak allı gelini
Gelini gelini benim yarimi
Elinin kınası soldu mu ola
Gözünün sürmesi soldu mu ola
Evde kaynatası duydu mu ola
Nettin Kızılırmak allı gelini
Gelini gelini benim yarimi
Kızılırmak parça parça olaydın
Her bir parçan bir yerlerde kalaydın
Sen de benim gibi yarsız kalaydın
Nettin Kızılırmak allı gelini
Gelini gelini benim yarimi
Altı kardeş idik bindirdik ata
Hürü'yü yolladık üç köyden öte
Kızılırmağa varınca oldu bir hata
Nettin Kızılırmak allı gelini
Gelini gelini benim yarimi
Evde kaynanası evi bezedir
Yolda kaynatası yolu gözedir
Gelinsiz haneyi kim bezedir
Nettin Kızılırmak allı gelini
Gelini gelini benim yarimi
Atlılar da Kapaltı'nı dolaşır
Yengeler de kuzu gibi meleşir
Kara haber güveyiye ulaşır
***
Türkünün TRT Repertuvarındaki hali
Köprüye varınca köprü yıkıldı
Üç yüz atlı birden suya döküldü
Nice yiğitlerin beli büküldü
Kızılırmak nettin allı gelini
Nasıl yedin benim suna boylumu
Kızılırmak parça parça olasın
Her parçanı bir diyara salasın
Sende benim gibi yarsız kalasın
Kızılırmak nettin allı gelini
Nasıl yedin benim suna boylumu
Anası der ben kızımı veremem
Babası der ben sözümden dönemem
Kardeşi der ben kanına giremem
Kızılırmak nettin allı gelini
Nasıl yedin benim suna boylumu
***
Ahmet Şükrü Esen "Anadolu Türküleri"
adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
Emel Matbaacılık, 1986 - Ankara (s.43)
Köprüye geldik de köprü yıkıldı
Beş yüz atlı birden suya döküldü
Koçyiğidin orta beli büküldü
Kızılırmak n'ettin allı gelini
Gerdanı beş karış benli gelini
Elinin kınası soldu mu ola
Gözünün sürmesi bozuldu m'ola
Uçmakta mezarı kazıldı m'ola
Kızılırmak n'ettin allı gelini
Gerdanı beş karış benli gelini
Kızılırmak parça parça olasın
Her parçanı bir diyara salasın
Sen de benim gibi yarsız kalasın
Kızılırmak n'ettin allı gelini
Gerdanı beş karış benli gelini
***
Anadolu Köylerinin Türküleri, Yusuf Ziya
Demirci, İstanbul, 1938'de eser şu şekilde
aktarılıyor. Kaynak: Sivas Lisesi Musiki Muallimi
Hüseyin ve Muzaffer [Sarısözen]
Derleme: 1926 yılında Darül Elhan
Kızılırmak parça parça olasın
Her parçanı bir diyara salasın
Sen de benim gibi yarsiz kalasın
Kızılırmak yedin allı gelini
Gelini gelini suna boylumu
Köprüye varınca köprü yıkıldı
Beş yüz atlı birden suya döküldü
Nice yiğitlerin beli büküldü
Kızılırmak nettin allı gelini
Gelini gelini suna boylumu
(Devamını Göster) Orta Anadolu köylerinden birinden ötekine gelin götürülürken Kızılırmak'tan geçen gelin alayı köprünün yıkılması üzerine suya dökülmüş, bu arada gelin de kaybolmuştur. Bu çok acıklı olay toplumu öyle etkilemiş ki dalga dalga bütün yurda yayılmıştır.
Bu ağıt o acı ile yakılmıştır. Sözü de, ezgisi de gerçekten güzeldir.
Ben o zamanlar yedi yaşındaydım. Daha kente göçmemiştik. Köyde yaşıyorduk. Köyümüzün yaşlı bir çobanı vardı. İyi bir insandı. Çobanın yakışıklı, aslan gibi bir de oğlu vardı, adı İbrahim'di. O da babası gibi sevilirdi köyde. İbrahim, günlerden bir gün babasıyla birlikte sürüyü otlatmaya götürmüş. Akşam köye dönerken komşu köyün beyi İsmail Ağa'nın kızıyla karşılaşmış. Kız, arkadaşlarıyla birlikte kuşburnu toplamaktan dönüyormuş. İbrahim kızı görünce aklı başından gitmiş, aşık olmuş.
İbrahim'in İsmail Ağa'nın kızına aşık olduğunu köyde herkes duydu. Ama kızın babası kızını bir çobanın oğluna vermek istemedi. Fakat bütün köylü İbrahim'den yana çıktı. Kızın babasına yalvardılar. "Çoban olmak bir suç mu? İbrahim mert, dürüst bir çocuk. Ver kızını," dediler.
Sonunda İsmail Ağa yalvarmalara dayanamadı, razı oldu. Buna bütün köy sevindi. Düğün günü kararlaştırıldı. Herkes gücünün yettiğince bir yardımda bulundu. Büyük bir tören düzenlendi. Kazan kazan düğün yemekleri pişirildi. Çevre köyler düğüne çağrıldı. Kısacası o güne kadar köyümüzde benzeri daha görülmemiş bir düğün başladı. Gelin almaya gidileceği gün hava günlük güneşlikti. Düğün alayı büyük bir coşkuyla yola çıktı. Davullar, zurnalar çalıyor, herkes, sevinç içinde halay çekiyor, oyunlar oynuyordu.
Gelinin köyü ile bizim köy arasında üç saatlik bir yol vardı. İki köyün sınırını da bir köprü bağlardı. Kızılırmak geçerdi köprünün altından.
Öğlene doğru hava birden bozdu. Bütün gece yağmur yağdı. Sabahleyin de kesildi. Ben köyde kalmıştım. Şimdiki gibi aklımda, gelin alayının dönüşünü bekliyorduk. Fakat gelin alayı çok gecikti. Köydekileri de bir meraktır aldı. Haberciler çıkacaktı ki bir atlı geldi. Köprünün yıkıldığını, gelinin ve gelin alayından birçok atlının suya gittiğini haber verdi. Bütün köy yasa büründü. Kızılırmak için onu lanetleyen türküler yakıldı.
Kaynak: Öyküleriyle Halk Türküleri (Notalı) - Hamdi Tanses
A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z
A, B, C-Ç, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S, T, U-Ü, V, Y, Z
Sitemizde ücretsiz-bedava mp3 download linkleri bulunmamaktadır.
Internetten MP3 indirmek yerine sanatçıların albümlerini satın alarak onlara destek olunuz.
Siteye şarkı sözü eklemek için bizimle iletişime geçebilirsiniz...
© 2014 - 2021 Türkü Sitesi bir Web Sitesi projesidir.